top of page
deryakitap.jpg

İstanbul Zamanı

Sevgili okur;

kendine hayat amacı olarak eğer mesajları dinlemeyi, yüreğinde ve aklında olanı daha iyi duyabilmeyi istiyorsan, bu kitapta sana yol’u anlatmaya çalışacağım. Kimi zaman güleceksin, kimi zaman hüzünleneceksin. 

 

Hayat şartları zor olsa da, insan aldığı nefesin hakkını vermeye ve yaşamaya devam etmelidir. 

Kendi gerçeğini bulman için yola çıkmaya hazır ol.

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
  • Instagram

GİRİŞ

Doğa neden dingindir, hiç düşündünüz mü? Bir araya geldiğinizde “dengem bozuluyor” dediğiniz birini düşünmenizi istiyorum. Sebebini ilk başta anlayamaz ama ondan ayrıldıktan sonra yorgun ve keyifsiz kalır dengemi bozdu dersiniz hani. Aslında buradaki dengesizlik, uyumsuz iki frekansın bir araya gelmesidir. Bazı felsefi doktrinlerde evrendeki bütünlükten bahsedilir. Bütünde her şey uyumlu yerli yerindedir. Biz de bütüne uymak için uyumlu frekanslarda bulunmalıyız. Ama Nasıl? Nereden bileceğiz bize uyumlu ya da bizim uyumlu olduğumuz insanları değil mi? Önce uyum nasıl bir şey ona bakalım.

 

Doğayı gözlemlediğimizde şunu fark ederiz. Her bitki, her ağaç kendidir, kendi özünün frekansında salınır. İnsan öyle mi çoğunlukla değil maalesef, kendisinde olmayan şeylere değer yükler, beğenmediğini ya da istediği gibi olmayanı düzeltmek için ısrar eder durur, hep savunmada bekler, gardını hiç düşürmez, aşırı sahiplenebilir veya kendini feda edebilir evet daha neler neler kendini ya da başkalarını harcar. Doğanın yaptığının aksine tüm bu ve benzeri hal hareketler onun uyumlu ve dengeli dingin bir hayat sürmesini engeller. Öylece yaşamın akışında uyumla kalmak, zorlamamaktan geçer. Doğada kaos yoktur. Rüzgar eser, yağmur yağar, eğilir, zorlamaz, akıştadır ve güçlü kalır. Doğada beklenti yoktur, karşılık beklemeden verir.

 

Silverstein’in 1964 yılında yazdığı ve kitap eleştirmenleri tarafından “Tüm Zamanların En İyi Kitabı” ödülünü almış “Cömert Ağaç” kitabı doğanın vericiliğini, koşulsuz sevgisini yalın ve kısa olarak çok güzel anlatır. İnsanın örnek alacağı bir modeldir. Yaşamla ilgili tüm soruların cevabını bulmada doğa bize çok yardımcı olabilir.

 

İlk iş yaşam alanınızda küçük bir bahçe yaratın, bir tohum ekin ve ışığını, suyunu ve sevginizi vererek besleyin, bakın sizlere nasıl ilham olacak, güzel bir öğretmen olacak âdeta.

 

Şimdi de yakınlarımızdaki kişilere bir bakalım. Yanlarında huzur bulduklarımıza nedir bu kişilerin ortak özellikleri, nasıl dingin ve sakin kalabiliyorlar bu kaos dolu hayatta. Hikayelerini dinlerseniz mutlaka konu kendilerine yenildiklerine gelecektir. Neden mi? “Kendi kendini yenmek, zaferlerin en büyüğüdür.” demiş Eflatun. Kendimize yenilmek bu hayatta yaşadığımız duygu çatışmalarını kazanmaktır. Olumsuz, egomuzu besleyen duygular savaşacak birini bulamazsa beslenemeyecektir. Beslenemediğinde de benliğimizi terk edecektir. Ve karşımızda güç gösterisi yapacağımız, savaşacağımız bir duygu olmayacaktır. Bilinçaltı mıknatıs gibidir, kendi inançlarını yansıtan şeyleri çeker. Eğer bilinçaltımız hayatımızın iyi olmadığına inanıyorsa yaşantımız tatsız tuzsuzdur. Başımıza iyi şeyler gelme ihtimaline inanılıyorsa, bu kez de umutla dolu olur insan.

 

Bazı insanlar zoru görünce kaçar, ortamlardan, kişilerden uzaklaşır. Ama kaçarken yine yanlarında götürdüklerini fark etmezler. İşte insanın en büyük açmazı kendinden kaçmaktır. Dr. Clarissa Pinkola Estes’in Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabını okuyanlarınız var mı bilemiyorum tavsiye ederim. Bu kitapta vahşi kadın arketipine dair mit ve öyküler anlatılır. Kadın okuru fazla da olsa erkekler için de değerli bilgiler barındırıyor. Özellikle kadın-erkek ilişkilerinin tartışmasız birinci sırasında yer alan “kadınları anlamak” hakkında daha önce hiçbir yerde bulamayacağınız bilgiler.

 

Kitabında, “Hepimiz vahşiye özlemle doluyuz. Bu özlemin kültürel olarak onaylanmış pek az panzehiri var. Bize bu tür arzudan utanmamız öğretildi. Uzattığımız saçları duygularımızı saklamak için kullandık. Ama vahşi kadının gölgesi arkamızda ve kesin dört ayaklı.” der Estes.

 

Masallardan mesajları çok kıymetli, bugünün dünyasında özellikle kadına şiddet en pik seviyeye ulaştığından kadınların güçlerini biran önce fark etmesine erkeklerin kadınları iyi anlamasına ihtiyaç var.

 

Mavi Sakal masalında, duygusal şiddete uğradığınızda, kendinizi koruyun ve yardım isteyin asla razı olmayın.

 

Vasalisa masalında, aşırı fedakarlık, aşırı yardımseverlik ilişkiye zarar verir, sevgiye ve güvene dayalı ilişkiler hayatta kalır.

 

İskelet kadın masalında; bir şeyi umutsuzca istemek kendini güçsüzleştirmekle aynı şeydir. Sevmek için güç ve akıl gerekir. Tutku döngüler halinde üretilir. İşte bu yüzden ilişkide demir atma, korkma ve yolda kalma diye mesajlar verilmektedir.

 

Tek bir sevgi ilişkisi içinde bir çok son olabilir, ölüp ve doğmasına izin verilmelidir. Burada kastedilen ölümler, beklentiler, varsayımlar, yanılsamalar ve her şeye sahip olma hırsıdır. Kavga etmeyelim, hiç üzülmeyelim, görmezden gelelim ve hep neşeli olalım yüzü takınmak ise, ilişkilerde boğulmaya ve tarafları mutsuz eden hale dönüşmeye sebep olur. Hatırlar mısınız Yaprak Dökümü dizisini, Reşat Nuri Güntekin’in eserinden uyarlanarak TV dizi yapılmıştı. Ali Rıza Beyin eşi Hayriye hanımın en sık tekrarladığı “ağzımızın tadı bozulmasın” repliği.

 

Eskilerin terbiyeli olmak gibi düşündüğü ama her şeyin aşırısının zarar olduğunu bilerek davranmak gerekirken, görmezden gelmeler, suçların üstünü kapatmalar, mevki ve makam gibi geçici olana değer verip, onur, şeref, emek, güven ve sevgi değerlerinden uzaklaşıp yozlaşmak bir ailenin mahvına sebep olmuştu ki yazar burada metaforla bir toplumun gelebileceği halleri öykünüyordu. Çok önemli hayat dersleri vardı hikayesinde.

 

Hayat ölümcül bir hastalık olabilir, ancak ömrünüzü nasıl geçireceğimiz bizim seçimlerimize bağlı. Onu anlamlı ve mutlu kılmak bizim elimizde…

 

Sevgili Okur, ben şunu söylemek istiyorum: Kendine hayat amacı olarak eğer mesajları dinlemeyi, yüreğinde ve aklında olanı daha iyi duyabilmeyi istiyorsan, bu kitapta sana yol’u anlatmaya çalışacağım. Kimi zaman güleceksin kimi zaman hüzünleneceksin.

 

Hayat şartları zor olsa da, insan aldığı nefesin hakkını vermeye ve yaşamaya devam etmelidir. Kendi gerçeğini bulman için yola çıkmaya hazır ol. Başarısızlıktan nefret ederek zaman harcama. Başka fırsatların olacağına inan. Anlamsız hayat yaşamaya asla razı olma. Her gün yeni bir gün unutma.    

 

Sevgilerimle,

Derya Akkaya, 2021

SATIN ALMA NOKTALARI

bottom of page